"Osmanlı'nın Kışlaktan Yaylaya Göçüşü"nü hatırlamak üzere Bozüyük Belediyesi tarafından 14-15 Temmuz 2012 tarihinde organize edilen ve STK'lar tarafından desteklenen yayla şenliğindeydik. Binek araçların rahat gidebileceği yolları var. Yaylada su haricinde başka hiçbir özel imkan (sabit konaklama, ışık, tuvalet, vb…) yok. Rakım, 1453 metre. Yaylanın girişinden Atatürk Köşküne kötü (taşlı ve dar. araçlar karşılaşınca sıkını olabiliyor) bir yol gidiyor.

Belediye; Pazar günü kahvaltı, Pazar öğlen yemeği, iki gün boyunca çay (çayda sıkıntı oldu gerçi. Bi çay bitti, bi şeker bitti. İkisini pek denk getiremedik), ulaşım, kurulu çadır (mat ve tulum hariç), şenlik eğlenceleri ve oturma alanları, tuvalet ve benzeri konuları güzel organize etti.

Semerkand; bay ve bayanlar için iki ayrı mescit kurdu.

AKUT Bozüyük şubesinin bulunması yetti, varlıkları bile destek oluyor. Üstüne iki de güzel doğa yürüyüşü organize ettiler.

Avea ve Turkcell mobil baz istasyonu getirdi. Benim gibi Vodafon kullananlar hariç herkes rahat rahat konuştu.

İtfaiye farklı tipte araçları ve teçhizatları ile geldi. Tehlike ihtimaline karşılık hazırdılar. Beklerken de sağolsunlar eğlenceye destek olmak için 42 metrelik direğe (hava rüzgarlı olduğu için, 32 metreye kadar çıkardılar) asansörle bizi çıkarıp manzara seyrettirdiler. Ağaca takılan bir uçurtmayı da kurtardılar :)

STV'den Maceracı Murat, ikinci gün gelerek yarışmaları sundu, güzeldi. "Pilav bile yemedim dedi" şaşırdım. Çömlekte bıldırcın¹ yedikten sonra, Bilecik'in pilavını napsın tabii :)

Jeneratör, ışıklandırma, özel güvenlik hizmeti, yol tabelaları gibi lojistik konularla; sanatçılar gibi diğer sosyal etkinlikleri kim organize etti bilmiyorum. Emeği geçenlerin hepsinin emeğine sağlık.

Unutmadan ekleyeyim. Gece buz gibi yayla. Akşam saat 9-10 civarlarında hızla düşüyor. Bir önceki gece saat 10 civarında +4 derece ölçenler olmuş. Sabaha karşı çiyle beraber dondurucu soğuk geliyor. Çadır içinde "-10'luk" tulumda bile biraz üşüdüm.

Rahatsız olduğum sadece üç konu var:

1. Belediyenin bir danışma ve iletişim masası kurmamasını yadırgadım. Belediyeden idari sorumlulara ulaşmada sıkıntı vardı. Diğer taraftan farklı ekipler tarafından organize edilen etkinliklerin koordinasyonunda da buna bağlı olarak ufak tefek sıkıntılar oldu. Etkinlik ve ikram saatleri konusunda bilgi sadece anons ile verildi. Gidip te sorabileceğimiz bir masa malesef yoktu.
2. Biraz da yukarıdakine bağlı olarak gelişen bir olumsuzluk daha vardı. Halkımızın çapulculuğu yine kendini gösterdi. yukarıdakine bağlı dememin sebebi, itfaiye asansörü, traktör gezisi, yemek ve çay alma tarzındaki bekleme kuyruklarında aralara girenlere önce kızıp sonra kendisi de önden kuyruğa kaynak yapanlar oldu.
3. ATV kiralayan ekip amatörce davrandı. Hayatında hiç motosiklet -hatta araba bile- kullanmamış kişilere 2 dakikalık bilgilendirme ardından kask vb. hiç bir koruma vermeden ATV verip saldılar yaylaya. Ara sıra riskli durumlar yaşandı. Güvenlik ekipleri yaylanın yayılınılan kısmına daha sonra ATV girişini yasakladı, bizim için iyi oldu. Kullananlar da yolda gidip gelmek zorunda kaldı.

Çok uzun yazamayacağım, önemli kısımları da ekleyip geçeyim:

Yaylanın yerini bilmeyenler şuradan buyurabilir:

Şenlik alanından fotolar:

⁽¹⁾ Bilecik'te "Çömlekte bıldırcın kebabı"nın nerede yapıldığını 4 senedir bir kişiden daha duymuştum bulamadım. Adam gelmiş, yemiş ve gitmiş. helal olsun, ne diyeyim.